Kültür ürünlerine, yaşanılan coğrafyanın, tarihin, sosyal olayların yansıması pek tabiidir. Bu nedenle her toplumun kültürel değerlerinde o topluma ait maddi ve manevi izler bulabiliriz. Bir mimar, yapmış olduğu sanat eserine muhakkak yaşadığı döneme ve topluma ait motifler ve semboller yerleştirir. Bu, edebi eserlerimiz için de geçerlidir. Sözlü veya yazılı her edebi eserde başta eserin müellifi, eserin yazıldığı zaman ve yazılma şartları hakkında bilgiler mevcuttur. Biz de bu tebliğimizde Azerbaycan bayatılarına/manilerine Azerbaycan coğrafyasının nasıl yansıdığını ele alarak, edebi eserlerde sadece edebî bilginin değil bunun yanında tarihî ve coğrafik bilgilerin de bulunabileceğini anlatmaya çalışacağız.
Azerbaycan’da mani karşılığı olarak bayatı sözü kullanılmaktadır. Azerî araştırıcılar bayatı sözünün etimolojisi üzerinde durmuşlar fakat bu konuda tam bir fikir birliği sağlayamamışlardır. Yaygın olan ve kabul gören görüşe göre bu kelime, Divan u Lugati-t Türk’te isimleri sayılan Oğuz boylarından Bayat kabilesiyle alakadardır.1
Azerbaycan manilerinin çoğunluğu “men aşıg”, “ezizinem”, “aşık”, “aşığın”gibi sözlerle başlamaktadır. Bu durum Azerî araştırıcılar tarafından incelenmiş ve şu kanaate varılmıştır: Bu sözler, gelişigüzel olan sözler değil, ilk defa bayatıyı söyleyen aşıkların adlarıdır. Men Aşık dendiğinde Sarı Aşık, Ezizinem dendiğinde Ezizi isminde bir aşık kastedilmiştir.2Eğer bu görüş kabul edilirse aşağıdaki maninin yazarı da Aşık Bayatı olmalıdır.
Bağça bara bağlıdır
Heyva nara bağlıdır
Bayatının sözleri
Hamsı yara bağlıdır
Fakat şunu da kabul etmek gerekir ki, Azerbaycan aşıklarının çoğu bayatı söylemede ustadır. Bu konuda sonuç olarak, anonim bir tür olan mani türü, aşıkların dilinde daha da değişerek ve zenginleşerek yaşama imkanı bulmuştur, diyebiliriz.
1988 verilerine göre Azerbaycan’da dikili alanların, bu cümleden meyvelerin kapladığı alan 295.000 hektardır. Dikili alanların dağılımı incelendiğinde üzüm bağlarının %49.1 ile ilk sırayı aldığı görülür. Bunu %46.3 ile diğer meyveli alanlar takip etmektedir.3Arazisinin yarısı dikili ağaçlara ayrılan bir ülkede doğal olarak meyve, her tür edebi ve bedii eserlere dahil olacaktır.
Aşağıda, Azerbaycan manilerinde meyveleri inceleyeceğiz. Đncelediğimiz bu maniler Vagıf Veliyev’in 1985 yılında yayınladığı Bayatılar4 isimli kitabından alınmıştır.
Azerbaycan manilerinde kendisinden en fazla söz ettiren meyve elmadır. Elma Türk kültüründe çok kullanılmış bir motiftir. Masallarımızda, halk hikayelerimizde, manilerimizde elma motifiyle sık sık karşılaşmaktayız. Özellikle masallarda ve halk hikayelerinde dervişin verdiği sihirli elma ile hamile kalma motifi yaygındır. Köroğlu kollarından sayılan Âşık Güruni Hikayesinde, Adil Şah hikayesinde, Elif ile Mahmut hikayesinde ve Arzu ile Kamber hikayesinde dervişin verdiği elma sayesinde hamile kalma motifi vardır. Bu motifi biz masallarda da görürüz. Erzurum’dan derlenen Topal Leylek masalında ve diğer masallarda dervişin verdiği elma ile padişahın karısı hamile kalır.5 Azerbaycan manilerinde de durum farklı değildir. Azeriler elmaya, alma demektedirler. Bundan dolayı da bu kelime, manilerde “almak” fiilinden gelen “alma”emir kipiyle cinas yapılarak kullanılmaktadır.
Ezizim, alma menden,
Bağ senden, alma menden
Dermanım senin olsun
Tek derdin alma menden
Azerbaycan manilerinden anladığımıza göre, Azerbaycan’da değişik renkli elmalar vardır. Ak alma, kızıl alma, can alması gibi.
Bağda can alması var
Yar gonag alması var
Ne çatılıb gaşların
Yohsa can alması var
Görüldüğü gibi bu manide can elması ve gonak (misafir) elmasından bahsedilmektedir. Aşağıdaki manide de “ak elma”dan söz edilmektedir. Ayrıca manide, bu elma türünün Şirvan şehrinde yetiştiği de belirtilmektedir.
Şirvan’ın ağ alması
Yemeye bağ alması
Galıbdır bir Allah’a
Yaramın sağalması
Kızıl elma motifi aşağıdaki manide şöyle geçer:
Men aşık gızıl alma
Yollara düzül alma,
Bilsem ki yar gönderib
Sahlaram yüz il alma
Yine ak ve kızıl elmaya paralel olarak kara elmayla da Azerbaycan manilerinde karşılaşmaktayız:
Ezizim alma gara,
Geymeye alma gara
Helbeti bir yar sevdim
Saldılar galmagala
Bazen manilerde elma, sadece son mısraya kafiye oluşturabilmesi için kullanılmıştır.
Almanın adı nedi,
Dünyanın odu nedi,
Ele gardaş deyirsiz
Bilmirem dadı nedi
Alma bıçaklanır mı
İplik saçaklanır mı
Dil bilmez zalım oğlu
Yastıg gucaklanır mı
Azerbaycan’da bol yetişen diğer bir meyve de üzümdür. Özellikle yetmiş yıllık Sovyetler Birliği Dönemi’nde bu meyve üzerinde ısrarla durulmuş, yetiştirilmesi için hükümetler tarafından destek verilmiştir. Çünkü üzüm bol olunca şarap da bol olacak ve şarap içenlerin sayısında artış görülecektir. Böylelikle özellikle Müslüman kesimler dinden uzaklaşmış olacaktır.
Azerbaycan’ın %7 si tarıma elverişli topraklara sahiptir. Azerbaycan’da tarım sektörünün temelini pamukçuluk, bağcılık, tahıl üretimi, sebzecilik, tütüncülük, ipekçilik, meyvecilik ve çay yetiştiriciliği meydana getirir. Sovyet döneminde oluşturulan merkezî planlama çerçevesinde diğer Türk cumhuriyetlerinde olduğu gibi, Azerbaycan da bir tarım ülkesi olmaya mahkum edilmiştir. Sovyet ekonomi plancılarına göre Azerbaycan’da daha çok pamuk, şarapçılık için üzüm yetiştirilmiştir. Bilhassa pamukçuluk için pek çok arazinin ayrıldığı görülmektedir. Dolayısıyla üretilen pamuk, Sovyetlerin hammadde ihtiyacını karşılayacak şekle getirilmiştir. Sovyet döneminde Azerbaycan’da üretilen üzüm, Sovyetlerdeki üzüm istihsalinin % 23’ünü, pamuk ise %8’ini teşkil etmiştir.6
Azerbaycan manilerinde üzümle ilgili çok sayıda mani bulmak mümkündür.
Bağında üzüm suyu
Yemeli üzüm suyu
Yâda gardaş demekden
Galmadı üzüm suyu
Azerbaycan şivesinde baştaki ünsüz harfler bazen düşmektedir. Yıldız değil, ıldız (ılduz veya ulduz), yüz değil üz gibi. Özellikle bu üz kelimesi manilerde üzüm kelimesiyle kafiye oluşturmaktadır. Üzüm, Azerbaycan’da en fazla Karabağ, Şirvan, Gence’de yetişmektedir. Bu durum manilere de yansımıştır.
Şirvan’ın gara üzümü
Ölürem bas gözümü
Ezrail bir aman ver
Yara deyim sözümü
Gence’nin terh üzümü
Yemeye terh üzümü
Senden el götürmerem
Dannasa halg üzümü
Garabağda üzüm galdı
Yemedim gözüm galdı,
Yarı bir saat gördüm
Üreyimde sözüm galdı
Bu manilerde üzümün renginden de bahsedilmiştir. Azerbaycan topraklarında kara üzümden başka ak üzüm ve sarı üzümün de yetiştiğini biz manilerden anlıyoruz.
Bağımda üzüm sarı
Yemeye üzüm sarı,
Gelbimi yaraladın
Barı gel, özün sarı
Ezizim gara bağlar,
Ağ salhım gara bağlar,
Gürbet elde galanın
Üreyi yara bağlar
Azerbaycan manilerinde sık geçen meyvelerden biri de nardır. Bildiğimiz gibi nar Türk sözlü ve yazılı kültüründe çok kullanılmaktadır. Başta masallar olmak üzere, bilmeceler, halk hikayeleri ve şiirlerimizde nar meyvesi sık geçmektedir. Hepimizin bildiği “Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane” bilmecesinin cevabı nardır. Bununla ilgili bilmeceleri çoğaltabiliriz. Masallara gelince, Ziya Gökalp’in Altın Işık isimli kitabında yer alan bir masalın adı “Nar Tanesi”dir. Yediği sihirli bir nar sayesinde şehzade, olağanüstülükler yaparak sevdiğine kavuşur.7 Safranbolu’dan derlediğimiz “Fesleğenci Kızı” isimli bir masalda da hasta olan bir beyin oğlu “Nar memleketi”ne gönderilir ve orada iyileşerek geri döner.8Kastamonu’da anlatılmakta olan bir başka masalda da, her yıl bir tane narı yetişen fakat o narın da dev tarafından yenildiği ve en sonunda o devin küçük kardeş tarafından öldürüldüğünden bahsedilmektedir.9 Erzurum’dan derlenmiş masallarda da nar sık geçen bir meyvedir. Bilge Seyidoğlu’nun Erzurum’dan derlediği iki masalın ismi Nar Tanesidir. Burada masal kahramanı olan kızların ismidir nar tanesi. Bir başka Erzurum masalında da sihirli üç nardan söz edilir. Bu narların üçünden de kız çıkar. Fakat ilk nar susuz yerde açıldığı için kızlar ölür ve üçüncü nar su başında açıldığı için kız kurtulur.10
Nar motifine halk hikayelerinde de rastlamaktayız.
Azerbaycan manilerinde nar daha ziyade sevgilinin memelerine benzetilmiştir. Klasik “gül memeli” sevgili benzetmesi burada “nar memeli” olmuştur.
Arhanda çoh bahan var
Çaylar kimi ahan var
Sıhılır nar memeler
Ne dar göynek yahan var
Şu manide de sevgili bir bağa benzetilmiş, âşık da bu bağa bağban olmak istemektedir.
Eziziyem, gara gız,
Tellerini dara gız
Gönüllü bağban olam
Goynundaki nara gız
Azerbaycan’da nar Şirvan ve Gence bağlarında çok yetişmektedir. Doğal olarak bu vilayet, manilerde kendisine yer bulmuştur.
Şirvan’ın şirin narı
Yemeye şirin narı
Sovgatlı sizin olsun
Gönderin bizim yarı
Şirvan’ın yollarında
Nar derdim kollarında
Olaydım bir çüt golbag
Yar senin gollarında
Azerbaycan manilerinde nar ile ayva hep beraber anılmaktadır. Fakat nar, ayvaya göre biraz daha “şirin”dir.
Şirindir
Heyvadan nar şirindir
Sağolsun gohuma gardaş
Hamıdan yar şirindir
Yemek zevkleri son derece üstün olan Azerîler misafirlerine sunmak üzere “honça”adı verilen bir tepsiye değişik değişik meyveleri dizerler ve misafire ikram ederler. Bu durum aşağıdaki manide ifadesini bulmuştur.
Bağçadan üzdüm narı
Honçaya düzdüm narı
Küstürüb yola saldım
Gaşları çatma yarı
Elmadan bahsederken ayvadan da söz etmiştik. Ayva, genellikle renginden dolayı sararıp solmayı temsil etmektedir.
Aftahını doldurdum,
Astanaya goydurdum,
Alma kimi gız sevdin
Heyva kimi soldurdun
Bu dağın garı menem
Heyvadan sarı menem
Dövran bele getirdi
Oğuldan yarı menem
Dut, Azerbaycan manilerinde geçen bir diğer meyve türüdür. Aşağıdaki manilerden dut ağacının Azerbaycan’da bulunduğunu anlıyoruz:
Bağında tut nüberi
Yemeye tut nüberi
Bele ki bî-vefasan
Adımı tutma barı
Tut ağacı deyilem
Her gelene eyilem
Eğil üzünden öpüm
Men özgesi deyilem
Tut ağacı tutludur
Dibi eceb otludur
Gurban olum geline
Adahlısı ketlidir
Bu meyve türlerinden başka Azerbaycan manilerinde karpuz, badem, fıstık(püste),erik (alça),incir,kiraz,şeftali, ceviz(koz)gibi meyveleri bulmak mümkündür. Bu meyvelerin geçtiği manilere örnek metinler kısmında yer verilecektir.
Sonuç
Azerbaycan’da yetişen meyvelerin çoğu manilere de girmiştir. Manilerde geçen meyveler bize o bölgede hangi meyvenin yetiştiğini göstermesinin yanı sıra Türk halkının tabiatla barışık ve onunla haşır neşir olduğunu da göstermektedir. Buna, maniyi düzen kişilerin bir fotoğraf sanatçısı gibi çevresine karşı titiz ve dikkatli olduğunu da ilave etmeliyiz.
ÖRNEK METİNLER
Bostanda garpız olar
Yanında yarpız olar
Oğlanı derde salan
Bir ala göz gız olar
Garpızı bıçakladım
Dört yanın saçakladım
Ha gözledim gelmedin
Yastığı gucakladım
Ezizem badam çalar,
Bağ salan, badam çalar
Hörüyün gırk bent ele
Açılar, adam çalar
Ağaçta püste menem,
Çiçekten deste menem,
Sevgilimi verseler
Behişti istemem
Ağaçta püste sarı,
Dolan gel dosta sarı,
Saçların kefen eyle
Cenazem üste sarı
Bağımızda var erik
Eriği de deredik
Ehde bî-ilgar oldun
Sevdiyini görerdik
Alça gül açdı neynim,
Dilim dolaştı neynim,
Uşag sayıb susduğum
Goşuldu gaçdı, neynim,
Alçanın kal vahtında
Gilasın bal vahtında
Açdım yahan düymesin,
Dilimin lal vahtında
Armut ağaçta kaldı,
Bir bir nübarın saldı,
Seni gördüm tutuldum
Dediler: yazıg laldı
Armut ağacı haça
Elim dolaştı saça
İgid odur, vermeseler
Sevdiyin ala, gaça
Âşık yara encir al
Saça benzer zencir al,
Yorgun düşen maral tek
Yar goynunda dincin al
Get bazardan encir al
Saatına zencir al
Uzak yoldan gelmisen
Gir goynuma dincin al
Şeftali kal olubdu
Deyibdi al olubdu
Her gün ohuyan bülbül
Bu sabah lal olubdu
Şeftali çiçekledi
Çiçeği leçekledi
Yattığı yalan oldu
Ölmeyi gerçekledi
Şeftalıyam sarıyam
Bu dağların garıyam
Men feleye neyledim
Goymadı bir yarıyam
Goz ağacı gocadı
Gönlüm oyug bacadı
Ay meni beyenmeyen
İndi halin necedi
KÜÇÜK SÖZLÜK
Alça :Erik
Astana :Eşik
Bar :Meyve
Behişt :Cennet
Çüt :Çift
Danna- :Tenkit etme, kınama
Dincin al- :Dinlenmek
Galmagala sal-:Dedi kodu etmek
Gilas :Kiraz
Gohum :Akraba, soy
Golbag :Bilezik
Gonag :Misafir
NOTLAR:
1 Mürsel Hekimov:Azerbaycan Aşıg Şe’r Şekilleri ve Gaynagları, Bakü 1999, s.14
2 Mürsel Hekimov: a.g.e. s.21
3 Asaf Koçman: Azerbaycan Coğrafyası, Đzmir 1994 s.142
4 Vagıf Veliyev: Bayatılar, Bakü 1985
5 Bilge Seyidoğlu: Erzurum Halk Masalları Üzerninde Araştırmalar, Ank. 1975 s.31
6 Mehmet Saray: Yeni Türk Cumhuriyetleri Tarihi, (Ankara 1999)s.12
7 Ziya Gökalp: Altın Işık,Ankara 1976, s.31-40
8 Eyüp Akman: Safranbolu Folklorundan Örnekler, Ankara 2004, s.46
9 Eyüp Akman:Araç Folklorundan Örnekler (Oycalı Köyü- Kastamonu),Ankara 2002, s.19-21
10 Bilge Seyidoğlu:Erzurum Halk Masalları Üzerinde Araştırmalar,Ank. 1975 s.52